Oğlumun kolu çıktı. Ve anne olmak ne imiş bu sefer çok derinden yaşadım. Düşünün ki 1,5 yaşında bir minik, eliyle öbür elini tutuyor ve ağlıyor...gözlerinizin taa içine bakarak... anne ne olur birşey yap canım çok acıyor... kolum acıyor...hadi sen annemsin birşey yap...diye bakıyor. O bir dakika yerinde duramayan canavar, göğsüme yaslanmış kuzu gibi yatıyor. kıpırdamadan...kıpırdatsanız ağlamaya başlıyor...
İçim söküldü diye bir tabir kullanmak istiyorum. Durumu benim açımdan en iyi özetleyen bu sanırım...içim söküldü...
Oğlum parkta düşmüş. O anda anlaşılmamış ama eve gelince rahatsızlığı artmış ve beni aradılar. Koştum geldim. Hemen atladık evin yakınındaki devlet hastanesine gittik. Saat 18.30. Nöbetçi çocuk doktoru, namı diğer dingil bey, kolu aldı evirdi çevirdi, oğlum bu arada bağırıyor haliyle, ve birşeyi yok dedi... nefretimi kusmak istiyorum klavyeye...birşeyi yok dedi... çocuğun kolunun çıkık olduğunu anlamak için bir doktor olmak sanırım yeterlidir. Ama siz yakındaki kemik hastanesine götürün dedi. İyi fikirdi, aldık gittik. Ordaki iki doktor da 2 defa röntgen çekilip (çıkık röntgende her zaman da görünmezmiş) oğlumun kolunu oğlum katılıncaya kadar büktükten sonra ve bu işlemi 4 kez tekrarladıktan sonra hadi siz eve gidin sabah aynıysa gelin diye bizi yolladılar. . Bunlar da kemik doktoru, önemli zat'lar...
Eve geldik, bir tavsiyeyle bir doktoru aradık. Bizi sabah 8de Amerikan Hastanesi'ne çağırdı. Gece başında yattım. Her inlemesinde pozisyonunu değiştirdim, saçını okşadım. Küçük bebeğim diye sevdim...
Sabah koşarak gittik. Doktor kolu tuttu, önce hafifçe çevirdi, dirsekten bastırarak yavaşça kıvırırken 'oturduuu' dedi...
Bu kadar mıymış???
Yine katılmaktan dudakları morarmayacak mı yani?
Oğlum o saniye kolunu kaldırdı ve hayata döndü...
Uğur Dündarvari programlarda hastane köşelerinde rezil edilen, canları burunlarından getirilen insanları görürüz ya, hayatın kendisi işte o... Hastanelerimizin durumu, hayat standartlarımız içler acısı. Beklentiler de buna göre, başına gelen o gün konuşuyor, sonra unutmayı yeğliyor.
Bebeklerinizi giydirirken, elinden tutup yürürken tökezlediğinde çekerken, giydirirken kaçmaya kalkınca cebelleşirken...çooook ama çook dikkatli olunuz... ana yüreğiniz ağlıyor sonra...